
kaplumbağa ailesi pikniğe çıkmaya karar verirler.baba, anne ve yavru kaplumbağa hazırlıklar bitince düşerler yola..bir 30 yıl kadar yürüdükten sonra kafalarına göre bir yer bulup yerleşirler..anne kaplumbağa piknik seğetini boşaltmaya girişir kiii birden feryadı basar..semaveri evde unutmuştur..öyle ya semaversiz pikmik mi olur?kendi aralarında çekişmeye başlarlar..iş kur'aya kalır ve kısa çöp yavru kaplumbağaya çıkaaar..çok mızıklanır çünkü endişelidir..ya o gittikten sonra anne ve baba kaplumbağa daynamayıp yiyecekleri yerlerse..bitirirlerse...endişesini dile getirince anne ve baba kaplumbaga bunun asla olmayacağına söz verirler vee yavru kaplumbağa dönüş yoluna koyulur..
aradan bir 30 yıl daha geçer..baba ve anne bekleyiştedirler..fakat babanın hafiften karnı guruldamaya başlamıştır...kıvrana kıvrana;
-ya hanım şurdan bi lokma bişey versen de yesem diyorum..oğlanın dönmesine daha var.. tarzında bir çalım atar hanımına ama anne bu..hem yavrusu yokken gırtlağından geçmez hem de söz vermiştir...
-olmaz bey!!der.söz verdik çocuga bekliycez...çaresiz gözleri uzaklara dalar babanın..
aradan bir on yıl daha geçer..baba iyiden iyiye acıkmıştır..elini gizlice sepete uzatırken anne kaplumbağa tarafından yakalanır hatta eline bir şaplak yer..
-ben de çok acıktım ama söz verdik yavrumuza.şurda ne kaldı zaten..20 yıla kalmaz burda olur..der anne kaplumbağa..yine çaresiz gözler ufukları gözlemeye başlar..
aradan bir 10 yıl daha geçer..anne ve baba artık açlıktan helak olmak üzeredirler.. bel bel bakan gözlerle son kez ufka sonra da birbirlerine bakarlar..ikisininde gözlerinde aynı ifade vardır
''bi lokmacıktan bişeycik olmaz''
anne usulca sepeti açar bir poğaça çıkarır, iki parçaya böler ,tekini babaya uzatır..tam lokmayı ağızlarına götürecekleri sırada az ilerde duran kayanın ardındaki oğlan basar yaygarayı;
-banane!!! bananeee ben böööle olacağını biliyodum ki zaten!!!!:)))))

kaplumbağa hızıyla ilerleyen üniversite affı süreci nihayet sona erdi...yukarıdaki fıkra da işte bu sürecin bendeki çağrışımıydı..demek ki süreçten ziyade kaplumbağa hızıyla ilerlemesiymiş beni ilgilendiren kısmı:))17 yıl önce evlenmek suretiyle terkettiğim okuluma 17 yıl sonra af dolayısıyla geri dönmeye karar verdim..hatta 17 yıl evvel ''boşver okulu gel evimin kadını ol'' diyen eşim 17 yıl sonra ''bu son şansın bitir okulunu '' deyip elimden tutup beni okula götürdü ve kaydımı yaptırdı..bu kararı vermemde eşimin etkisi vardı evet , ama ondan daha etkili bir başka nedenim vardı ki ,sevgili babam..sınırlı imkanlarıyla beni okutmaya çabalarken karşısına ''baba ben evlenmeye karar verdim!!''diye çıktıgımda okulumu bitirmem konusunda çok ısrar eden ve lakin gençlik sarhoşluguyla sözünü yabana attığım babam...doğrusu hiç pişmanlık duymadım okulu bıraktıgım için ama babamın içinde bir uhde bırakmanın acısı hep vardı yüreğimde..nihayet 17 yıl sonra o uhdeyi bertaraf edebilmek için son şansımı kaçırmak istemedim..bundan 3 ay evvel af için başvurduğumda eve döner dönmez babamı arayıp ''baba bunu sırf senin için yaptım'' dediğimde sesi titremiş,''sizi çok seviyorum yavrum ''demişti..işte şimdi sırf babam için ve tabii anneciğimi de ondan ayrı tutmuyorum , onlar için zor geçecek iki yıla hazırlanıyorum...başım sıkıştıgında ''onlar için'' düşüncesi bana güç verecek inşaAllah..
(abla!!beni izledigini biliyorum..bu müjdeyi onlara sen ver:)))kardeşin pazartesi okuluna başlıyor)

bunlar daha bugün çocukları okuldan almadan az evvel pişirdigim bisküviler..öyle sıkışık bir zamandı ki seçtiğim, çizgi film formatında piştiklerini söyleyebilirim..tarif bir gazete ekinden;
Malzemeler:
70 gr tereyağ(yaklaşık 1/4 paket)
yarım su bardağı krema
2 su bardağı un
yarım su bardağı pudra şekeri
(ben ölçüleri iki katına çıkardım.36 adet tek,18 adet yapışık bisküvim oldu)
içi için:
bir paket bitter çikolata
krema,tereyağ ve pudra şekerini yoğurma kabında karıştırdım
unu ekledim..bu tür hamurlar yoğrulurken el çabuklugu gerektirirmiş diyor usta..elinizin ısısıyla formunu kaybedebilirmiş..bu durumlarda şekil vermeden evvel buzdolabında 20 dak bekletmekte fayda varmış..benim ellerim kışın buzdolabı ısısında oldugu için bekletme gereği duymadım açıkcası:))

hamuru merdane yardımıyla unlamış tezgahta 2 milimetre incelikte açtım.(tarifte bıçak inceliğinde açın diyordu)

bardak yardımıyla kestim:))

üzerine kalem kapağıyla:))daireler yaptım..(çok hijyenik gördüm kendimi:))

önceden 160 derece ısıttıgım fırında 10 dakika pişirdim

onlar soğurken ben çikolatayı benmaride erittim..

eriyen çikolatadan bir yemek kaşıgı alıp bir bisküviye sürdüm ötekini de yapıştırdım...tatmin oldum mu?olmadımmm bazılarının arasına en tepede gördüğünüz gibi badem ezmesi,bazılarının da malum
karamelimi sürdüm..onlar resim verecek kadar yaşamadılar maalesef:))