
aylardır mutfak hakimiyetimi tamamen eşime kaptırmıştım.evdeki konumumu koruyan tek şey pirinç pilavıydı.Allahtan hemen her yemeği mantığıyla pişirebilen eşim pirinç pilavını mantık süzgecinden birtürlü geçirememişti)):taa ki sınavlarımın bittiği o son güne kadar..benim final ve bütünlemelerim olduğu sırada eşim rahat çalışabileyim!!! diye oğlanı alıp köye gitmişti.sınavların bittiği gün burada benimle kalan caaanım kızımla birlikte apar topar köye yollandık bizde.açlıktan perşanız tabii)):
eve vardığımızda sofrada ne vardı tahmin edin;pirinç pilavı!!!adam sen yeme içme git pilav pişirmesini de öğren)):işte o an benim sıfırlandığım andı..eşimin yüzündeki haddinden fazla gülümseme ..çocuklarda alaycı bakışlar)):derhal birşeyler yapmalıydım ki Allahtan hernasılsa bir ara nette enginar dolmasını görmüş hade beaaah!!bu da yenir mi ki?demiştim.
ertesi gün bahçedeki keşif gezim sırasında dallarında kalabilmeyi başarmış 4 adet enginar gördüm.olur mu olur deyip bağ makasını kaptığım gibi budadım hepsini..yıkadım bi güzel .içinden örümcek bile çıktı valla)):çok dikkatle yıkamak gerekiyor yaprakların arasını belirtmeliyim..

tabii bu arada tarifi imkansız duygular içindeyim.bi yanda eşimin karizmama attığı kocca çiziği onarma dürtüsü öte yandan bahçenin son enginarlarını heba etme riski...ama aslolan karizmadır deyip;

başladım içini hazırlamaya .. köy demek mahrumiyet demek .malzemenin üçünü bulsan biri noksan kalacak illaki)): çamlara baktım kozalaklar hala yeşil .eh napalım fıstıksız olsun.ee üzüm de yok.aman o da olmasın napalım gaari derken bulabildiklerimi karıştırıp bildiğimiz usulle zeytinyağlı içini hazırladım.
bolca soğan
pirinç
dereotu
maydanoz
baharat
adı üstünde zeytinyağı)) derken hiç de fena olmadı.


hazırlanan iç malzemeyi küçük kaşık yardımıyla enginarın ortasından başlayarak yaprak aralarına (yok aslında bulabildiğim her boşluga)):doldurdum.bunlar pişerken burda nasıl duracaklar diye düşünmeden de edemedim.

hepsini genişçe bir tencereye bitişik nizam oturtup yarım litre kadar su ekleyip pişmeye bıraktım ve sonuç..pirinçlerin bi tanesi bile suya düşmedi..hatta buharda piştikleri için çok daha leziz oldular.


bi defa yemesi çok zevkli.alt kısımdan itibaren yaprakları birer birer hafifçe çektiğinizde zeytinyağlı içle birlikte elinize geliyor.yaprağı kaşık niyetiyle kullanıyorsunuz)):öte yandan enginarın kokusu zeytinyağlı malzemeye sirayet etmekle kalmıyor ona müthiş birde tat veriyor.

kalan iç yaprakları birer birer açarken ortaya çıkan görüntüyü benim karizma düşmanları çıldırtan merak ve hayranlık dolu gözlerle izleyip tacımı tahtımı geri verdiler elime))):
yeaaaah kolaymıymış ööle bi anneyi tahtından etmek,hürremlerin, kösem sultanların ahfadıyız biz)):
bu arada son resim yok...o da denemek isteyenlere sürpriz olsun.orta kısımdaki tüyleri kaşık yardımıyla kolaylıkla kenarlara öteleyip ortada kalan enginarı afiyetle yiyebiliyorsunuz.
biz karar verdik artık evimize çıplak enginar girmeyecek.heeep böyle yiycez..
hıh son olarak okul konusunda bana iyi niyetleriyle büyük destekte bulunan tüm blogger arkadaşlarıma çok ama çok teşekkür ediyorum.hakikaten çok gaz verdi bu bana.hatta şöyle diyim;
ayol siz adama doktora bile yaptırırsınız)):