30 Nisan 2009 Perşembe

baklava yufkasından kolböreği

zavallı yemek blogum bakımsızlıktan kurudu biliyorum.ama zamanım yok diye mızmızlanmaktan usandım.eminim siz de öyle))(mızıklanmak için başka platformlar bulmalıyım))

geçende sevgili lamayı ziyaretimde görmüştüm baklavalık yufkadan kol böregini.hemen yorumladım tabii ;eğer bi saate kadar bundan yapıp yemezsem beni kimsesizler mezarlığınıda arayın artık)) dedikten sonra mutfaga daldım.Allahtan dolapta baklavalık yufkam vardı.öteki bütün malzemeleri de ışık hızıyla ayarlayıp bir saatin sonunda löpür löpür yedim valla..biraz sert olmuştu ama kimin umurunda))

bence enfes bir börek oldu.lamacıma burdan bir kez daha şükranlarımı hatta ailecek şükranlarımızı gönderiyorum(ruz))

tarif için bir kaç kelamdan sonra sizi sevgili lamaya bağlıyorum ;
madde 1 ; sanırım lamanın kullandıgı baklava yufkası bizim buradakilerden daha farklı.daha yumuşak oldugunu tahmin ediyorum zira bizim baklavalık yufkayla pişirdigim börek biraz sert oldu.yağladımız katlara azıcık sütte serpiştirirsek böreğimiz yumuşayacaktır.(unutma içses SÜT tmm mı!!)
madde 2; ben böregin üstüne pudra şekeri serpiştirmedim.neme lazım hem ben zaten salataya çilek koyacak kadar da cesur değilim)))(bu son kısım lamaya ithaf olunur))


son olarak iki gündür içimde şişen bir durumu paylaşayım belki yüküm hafifler)))
bre şemsipaşa pasajında dili büzüşesice mustafa topaloğlu Allah seni bildigi gibi etsi emiiiiii!!!!
hey obama obama kurtar bizi topaloğlundan))))

16 Nisan 2009 Perşembe

akıtma ,bazlama, krep de leyya ))

sevgili okulumun saygıya değer idarecileri afla geri dönen öğrencileri vize sınavlarından muaf tutunca bana da gökten 2 haftalık bir tatil düştü))

iki haftada osmanlıcayı söker,dilbilgisini yalayıp yutar,vizelere gireceğim korkusuyla tutuşup deli gibi topladığım ders notlarını da sıvı niyetine üstüne içerim tarzında birsürü plan proje yapmıştım ama birden bire ev hayatına geri dönünce işler hiç de sandığım gibi ilerlemedi..ilk günler amaaan dur hele şurda iki gün dinlen başlarsın diye pıs pıs içimde konuşan içses beni 6 gündür oyalıyor bi güzel..ilk günler hafta sonuna denk geldiği için çoluk çocuk ev hali vs derken geçip gitti.hafta başı çocukları okula götürüp eve döndüğümde ohh bu gün evdeyim ,dahası yalnızım...tadını çıkarmalıyım deyip serildim tv karşısındaki üçlüye..aslında daha evvel hiç de alıcı gözle bakmadığım bu koltuk bugünlerde aşk gibi sevda gibi kanıma işledi))birbirimizi yeniden keşfettik..ben ona yayılıyorum ,o beni sarıyor..elimde kumanda,yerde soğuyan çayım,ağzı açık ayran delisi modunda bilimum absürt kadın programlarını izliyorum...dahası kimi zaman yorum yapıyorken kimi zaman ağzım kaykılmış bir halde gülüyorken,kimi zaman da küfrediyorken buluyorum kendimi..

misal müge anlıyı izlerken arada gözlerim dolsa da çoğu zaman katillere ,kızı kaçıranlara vs ağız dolusu iyi niyet!!!sunuyorum..

esra eronu izlerken gevriyorum..çenem düşüyor))cixx emmi bu kadın sana gelmez...hopp teyzee nedecen bu yaştan sona kocayıı!!anam anam anam ne güzel kızsın sen başka taliplerine bak!!oğlum daha gençsin az dursaydın ne hemen düştün tv lere karı isterem diye!!emmi bak bu kadın seni para için istiyo dikkat et hıı!!!yok !!cixx!! elektrik alamadı kadın ahanda şurya yazıyorum))bu iş olmaz..bak bunlar yakıştılar.tmmdır!!ayy emmi bu kadın seni yutar yutaaar!!ilh tarzında mütemadiyyen yorumda bulunuyorum.eskaza stüdyoda olsam kesin atarlardı beni))


hı bi de seda sayan var ki o ayrı bi gezegen)geçende memleketin en popüler çiftlerinden birini ağırlıyordu.kim onlar...***safiye ve faik ikilisi ***(safiye star ya o bakımdan yani))naptılar yaptılar üç kadın faiki yerlerde süründürüp safiyeye ilanı aşk ettirdiler..ama faikin (kesme işaretine gerek görmüyorum ) dişlerini sıka sıka bir ilanı aşk edişi vardı ki ...programdan sonra safiyenin sağlığı konusunda ciddi şüphelerim oldu..acaba iki gündür münasebetli münasebetsiz hiç farketmez bir programda safiyeyi gören varmı))dıp dıbı dıp dıp!!

(tmm tmm biliyorum..kendimden utanmalıyım..bunlar da izlenecek şeyler mi?buhrandaydım ne yaptığımı hatırlamıyorum))

lostun ucunu kaçırdığım için izleyesim yok..zaten akşamları tv izleyesim de yok) ..oğlanı uyutup kızım test çözmek için odasına geçtikten sonra (ki kendisi memleketin en iyi dersanelerinden birinde son derece indirimli eğitim hakkı kazandı..süpper zekam benim.aynı ben))ben de odama giriyorum.bütün ders araç gereçlerim burada olduğu için herkes benim burda ders çalıştığımı sanıyor.bense bir elimde makas bir elimde kumaş hatta dişlerimin arasında toplu iğneler habire kesip dikiyorum..arada eşimin yaklaşan ayak seslerini duyunca herşeyi fırlatıp dibimdeki kitabı alıp okuma mizansenine geçiyorum))eşim odaya bakıp ''burası it oynamış yonca çayırına dönmüş'' derken ben gözlüklerimin üstünden dalgın bakışlarla ''hıı arada sıkılınca öle iki dikiyorum işte dee ondan'' filan diye geveliyorum)))inanıyor mu ?

yani şu yaştan sonra kitabın arasına tommiks teksas saklayıp okuyan çocuklara göndüm ya helal bana))neyse ama bugün bayağı bi vicdan yaptım .içsesi de haşladım bi güzel..yarın cuma toplantısı var.bizde...onu da atlattıktan sonra köp...ler gibi çalışcam söz)))))



akıtma ,bazlama,krep.artık daha ne ismi varsa bilmedigim şu yaratığın tarifini yazıp gideyim ..altı ay daha özlemezsiniz beni bu yazıdan sonra herhalde))

1 su bardağı un (bildiğimiz paşabahçenin en klasik su bardağı )
1.5 su bardağı süt
3 yumurta
1 çay kaşığı tuz

bütün malzemeleri derin bir kasede biraraya getirip çırpma teliyle hiç topak kalmayacak şekilde çırptım.24 cm lik tavamın dibinde bir çay kaşığı kadar tereyağı eritip kepçeyle krep hamurunu tavanını ortasından başlayıp kenarlara doğru gezdirerek döktüm.tavayı sallayarak hamurun eşit miktarda yayılmasını sağladım .sonra hooplatarak çevirmeye çalıştım kimi zaman oldu bazen de olmadı))spatuladan yardım aldım)
öyle böyle 8 adet krebimiz oldu.doymadık..hatta erken bitirenlerin gözü hala yemekte olanların tabağına takılıp kaldı..(iyiki hatırladım bunu.yarın ölçüyü iki katına çıkarıp kahvaltıda sürpriz yapiim canlarıma..)


10 Nisan 2009 Cuma

TAVUK TAŞLIK

harikayım))

ama öyle ukala yaftası yapıştırmadan önce bi sorun nedenmiş bakalım))

şimdi acı acı ciyaklamalarım sonucu bir adet ses kayıt cihazına kavuştum ya,bütün dersleri kaydediyor ,bu sayede derste not tutacağım diye gerim gerim gerilmiyorum.sonracıma eve geldiğimde ister yemek pişirirken, ister hobilerimle uğraşırken kısaca istediğim her vakitte dinleyebiliyorum.müthiş bir kolaylık oldu bu benim için..2 yıl içinde toplam elli küsür ders vermem gerektiğini düşünürsek bu kadar kıyak hiç de abartı gelmiyor bana.. bir aydır gecemi gündüzüme katıp 17 yıllık arayı kapatabilmek için verdiğim çabayı da düşününce ...hayat devam ediyor mu ne))

neyse. iyyykk!!her defasında okul haberleri vermeyi alışkanlık haline getirdim .bu gidişle diploma hepimizin olacak.ben hergün sıralarda dirsek çürütür ,siz de usanmadan beni okurken başka türlüsü düşünülemez)bu arada sıra dedim de aklıma geldi ooff kuru tahta üstünde kıpraşmadan 80 dakika oturmak nası zor anlatamam.eşime bakarsam yanımda minder götürmeliymişim..madara mı etmek istiyor beni yeni yetmelere ne))ama mesela arkası elyaflı ya da süngerli pantolonlar dikseler tasarımcılar yaa.ne iyi olur)

neyse uzattım hıh bir son dakika gelişmesini de eklemeden gitmiyim.ey sevgili msn ahalim bu haber de sizin için;

şimdi şöyle ki iki hafta evvel oturum açtığımda hadi beni güncelle diye kaşınan msnimi ben de bi güzel kaşıdım..hay kaşımaz olaydım. nene gerek senin son sürüm msn...zaten kıt bilgimle zar zor idare ediyordum şimdiki daha bi gıcık hal aldı.birkaç gece evvel şu yeni sürümü atıp google emmiden eskisini yükleyeyim dedim.hay onu da demez olaydım..heryerden virüs uyarıları pörtlemeye başladı bu seferde..anlayacağınız yeni sürüm beni zürüm zürüm züründürdü))olay arap saçına dönüşünce ben de pc de ne kadar msnle ilgili program varsa hepsini bi güzel sildiiim.attım çöpe..

amaan eskiden msn mi vardı...ben şurdan bi ateş yakarım lulu görür ...iki de yelpaze sallarsam dumanı tee arnavutluğa gider))

nereye kaçıyorum daha tarif var;

bir kg tavuk taşlık

2 adet orta boy domates

5 adet sivri biber

1 adet irice soğan

zeytinyağ

kekik

tuz

bir yemek kaşığı domates salçası

unuttuğum malzeme varsa o da tariften çıkar nasılsa))
taşlığı güzelce yıkayıp takriben 1.5 litre su eşliğinde kaynamaya bıraktım..(haşlama suyunu dökmedim.içine tel şehriye atınca neffis bir tavuk suyuna şehriye çorbası oluyor).taşlıklar kaynarken başka bir tencereye soğanı doğrayıp zeytinyağla kavurdum .salçasını ,ardından domates biberini de ekleyip sote kıvamına getirdim..yumuşayan taşlıkları tencereden süzgeç yardımıyla alarak soteye ekledim .(isterseniz eklemeden evvel taşlıkları küçültebilirsiniz ,ben doğal görünümü tercih ettim..)taşlıklarla birlikte 3-5 dakika kavurduktan sonra haşlama suyundan bir kepçe kadar ekleyip 5 dakika ağzı kapalı olarak pişirdim..

içine teee geçen yaz altınolukta yaşlı bir neneden aldığım dağ kekiğini ufaladım.mmm hala miss gibi kokuyor..

1 Nisan 2009 Çarşamba

çikolata şapkalı muffin ve okul günleri

bırakın yazmayı saçımı tarayacak mecalim yok aslında.hoç saç taramak hep angarya gelmiştir bana o başka )buraya başka bi örnek lazımdı ama beynim o kadar farklı alanlara kanalize olmuş durumda ki zorlasam gelmez bilirim.artık rüyalarımda serveti fünun ya da tanzimat romanlarını senaryolaştırıyorum..

son hafta içinde belki bin sayfaya yakın roman okudum..sinekli bakkal'dan tutun taaşşuk_u talat ve fitnata kadar 1800 lerden 1930 lara kadar yazılmış yerli romanların çoğunu.mübarek yazarlarımız yememiş içmemiş yazmışlar.umurlarında mı bi gün birileri bunları okumaya mahkum olacak)hayır bi de insan hem 37 sinde hem çoluk çocuk sahibi türlü duygusal evrelerden geçmiş olunca haliyle rikkati artıyor..mesela dün gece acımak'ı okurken bi yandan da salya sümük ağlıyordum romandaki baba için..
okurken eğlendigim noktalar da var elbette.mesela tarafların yazdıkları aşk mektupları.. sürekli ''ah!!ah!!ah!!'' nidalarıyla biten..
_ah talat.
_ah! ah! fitnatım...
_ah leyya ahhh))))
bu arada 17 yılda okulun fiziki şartları hemen hiç değişmemişse de hocalar ve ders anlatma metodları oldukça farklılaşmış..bizim zamanımızda yaş ortalaması 55-60 olan hoca yaşı artık 35 lere kadar inmiş..bazı dersler resmen stand-up tarzında işleniyor.iyi hoş derste çok gülüyoruz ama sınavda kağıda '' )): '' çizecek değiliz ya..hoca bizi güldürüyor ama biz hocayı nası güldürecez hala keşfetmiş değilim..

tabii bir de tipik ders notu toplama kaygısı var..günde 10 kere kırtasiyeye gidip elim kolum fotokopi dolu dönüyorum.kitaplarımı defterlerimi kaybedip dersin ortasında hiiii!! nidasıyla panik atak moduna giriyorum.neyse ki genellikle bıraktıgım yerde beni bekler buluyorum onları..

dün cici bir kızdan ders notu aldım.yok böyle bişey ,hocanın ağzından çıkan her kelimeyi yazmış.bu kız in midir cin midir diye şüpheye düştüm..çünkü hoca makineli gibi notkasız
virgülsüz mütamadiyyen anlatıyor..yetişmek mümkün değil.meğer arkadaşta ses kayıt cihazı varmış!!!akşamı zor ettim tabii...eve varır varmaz eşimi buldum,
_çabbbuk bana o şeylerden bi tane alın.ciyaaaaKKK!!!tarzında nası yalvarıyorum
eşimden cevap :
_tabii alırım .hatta olmadı sana fakülteyi satın alırım!!!!sen yeter ki oku..
hade beaaah)))
tabi bunun mümkün olmadıgını 8 yaşındaki oğluma anlatmak biraz zor oldu...çünkü o da sevinç içinde babasına kendi okulunu sipariş etmeye hazırlanıyordu))))



kek daha evvel denedigim birtarif .sadece çölde su arar gibi çikolataaaa çikolataaaa yok mu evde çikolataaaa diye meleşip dolaşan yavrularım için tepesine bitter çikolata eritip döktüm .biraz da şamfıstık kırıntısı...