28 Eylül 2009 Pazartesi

kızılcık marmelatı, bol resimli bir yazı

kızılcıklar oldu mu?


bugün itibariyle başladık yine.hayır yani yollarıma kırmızı halılar döşeyin diyen yok ama şu alaycı dürtmeler adamı sinir harbine sokuyor.
_ay yine mi sen!!!
_ay sen bitirmedin mi daha!!!
_bla bla bla!!!
ve daha pek çok sözsüz tavır...başka okullarda durum nasıl bilemiyorum ama bizimkinde aflılara ifrazat muamelesi yapılıyor resmen.hoç bu durum bende yılgınlıktan ziyade intikam hissi uyandırıyor ama yine de kertenkele gibi kapılarda sürünmek bu yaştan sonra çok gıcık bişey:))üstelik geçen dönem olduğu gibi bu dönem de derslerimle ilgili birsürü problem var .bugün bütün gün çözüm mercii aradım durdum ama nafile.laylaylom tarzında gittiğim okuldan sürünerek geldim eve vesselam:))umuyorum ki yarın herşey güzel olacak ( olmalı!! yani Allahım n'olur olsun:))


kızılcıklar pişmeyi beklerken


bu kez bir marmelat tarifi var sırada..bunlar da bahçemizin kızılcıkları..

kızılcıklar pişerken
malzemeler sadece

1 kg kızılcık
1.5 kg şeker
1 adet limon

kızılcıkları yıkayıp, ayıklayıp hiç su eklemeden tencereye aldım ,kısık ateşte ağzı kapalı bir halde kızılcıklar iyice yumuşayıncaya dek pişirdim.kevgirden geçecek kadar pişip, yumuşadığında altını kapatıp soğumasını bekledim .soğuyan kızılcıkları orta boy delikli bir kevgirden geçirip 1.5 kg şeker eşliğinde yeniden yaklaşık 2o-25 dakika kadar orta ateşte kaynattım .son olarak yarım limonun suyunu ekledim ve yarım dakika kadar kaynatıp soğumaya bıraktım.

kızılcık marmelatı final

sonuç budur.servis önerisi yok tencereden buyrun:))

bu arada yıllardan bu yana çektiğim o kadar çok fotograf varki pcde.büyük çoğunluğu köyümüzden..kimi zaman yazılarıma iliştirmek niyetindeyim onları.işte başlangıç olacak bir kaç kare;

okul yolu düz gider

okuldan...yorumsuz:))

çadırımız:))

bu yıl hayallerimizdeki tatili balkonumuzda yaptık:))))nasıl derler bilirsiniz;
siz tatile gidemiyosanız,tatil size gelsin:))

yağmurdan sonra riva

son yağışlardan sonra arka bahçemizin durumu

)):

oğlumun bulup getirdiği minyatür kabak:))

18 Eylül 2009 Cuma

ahududu reçeli ,hayırlı bayramlar

2010

bu yılki yaz sonu ,bahçe bozumu ve taşınma sendromlarını da sağ salim atlatıp evimize dönmüş bulunmaktayız Allahıma şükürler olsun.dile kolay iyi aydır eşimin robinson crusoe formatında kurguladığı hayatı yaşıyoruz )):oysa ki bırakın robinsonun karısını ,cuma bile olacak potansiyel yok bende.robinson evli miydi acaba ki)):neyse..evli olsa eminim karısının canı bayaa bi sıkılırdı)):

bilindik bir çin atasözü vardır (aslında kaynağını azteklere kadar indirenler bile var)):işte o atasözüne işaretle diyebilirim ki ;baktık ki bu yıl da köyde yaşam kaçınılmaz o halde biz de tadını çıkaralım kendi çapımızda.neler yaptığımızı fotolarıyla birlikte anlatmayı zamana bırakıyorum zira ramazan henüz bu gece itibariyle sona erdi.büyük sabır imtihanının yorgunluğu hala üzerimde iken fotolarla uğraşıp ağır işleyen pcmizin ekranına kafa atmak istemiyorum.

uyandığımızda bir aylık aradan sonra ilk kahvaltımızı yapacağız.ardından evimizin babasının karşısına dizim dizim dizilip elini öpecek, bayram harçlıklarımızı alacağız.muhtemelen ben harçlığımı beğenmeyip çocuklarıda örgütleyerek hır gür çıkaracağım)):yine kuvvetle muhtemel bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek)):ben yine harçlığımı çocuklara hibe edeceğim..ah bilseniz yavrularım,herşey sizin için)):


yemek 955

yaz sonu ramazana rastladığı için bu yaz bahçeden her topladığımızı hemen sofraya getirip tüketemedik.günler uzun olduğu için kendimi de oyalamak babından elime geçeni ya dondurucuya atarak ya konserve yaparak ya da reçel kılığında değerlendirdim.ahududularda reçelleştirdiklerimden)):


IMG_5636
tarifimi yazıp bayramlaştıktan sonra gideyim buralardan;

1 kg ahududu
1 kg şeker
yarım limonun suyu

duduları bir gece evvelden şekere yatırdım.ertesi sabah şeker oldukça erimiş ahududuların rengini almıştı.ateşe oturtup kaynamasını bekledim ardından 25 dakika kadar orta ateşte kaynatıp limon suyunu ekledim ve bir iki taşım daha kaynatıp altını kapattım.soğuyunca kavanoza boşalttım.

ahududu oldukça sulu bir meyve olduğu için onu buzdolabında saklamayı tercih ediyorum aksi takdirde çabuk küflenip bozulabiliyor.belki bu sorunu şeker miktarını ve kaynama süresini arttırarak çözebiliriz ama o zaman da çok tatlı ve rengi bozuk bir reçelimiz olacak.ben buzdolabında yer açmayı tercih edenlerdenim.

uzun yıllardır geçirdiğim en güzel ramazanın ardından bayrama ulaştığım için bu bayram daha bir özel geliyor bana.sırf bedenle değil ruhla birlikte tutulan orucun zevki hakikaten başkaymış.unutmuştum,hatırladım.

sizin için de özel bir bayram olmasını diliyorum....

3 Eylül 2009 Perşembe

leyyanın röportajı


iyyykkk enginar dolmasından fenalık geldi diyenler için güzel bir haberim var)):
http://www.cocukdayaparimkariyerde.com/ sayfasından sevgili habibe ile güzel bir röportaj gerçekleştirmiştik nice zaman evvel.ben buralarda fazlaca olamadığımdan yayınlanlaması bugünlere kaldı.ben de bugün ilk kez okudum ve kendimi okurken kendim keyiften dört köşe oldum diyebilirim )):okumayı dileyenler linke tık yapabilirler.
resim kısa süre evvel gerçekleştirdiğimiz küçük gezimizden .burası öyle sanıyorum ki 70 yıl kadar evvel köyün muhtarına ait misafir konağıymış.şimdiyse neredeyse konağın kendisi misafir olmuş şu kavanoz dipli dünyada)):